Endojen Ne Tıp? Kadın-Erkek Beyinlerinin Haritasında Kaybolmaya Hazır Mısınız?
Selam forum ahalisi!
Bugün sizlerle, kahvemi yudumlarken aklıma düşen o kadim soruyu tartışmaya açıyorum: “Endojen ne tıp?”
Yani, kulağa sanki hem tıp fakültesinden hem de astrolojiden fırlamış bir terim gibi geliyor değil mi? Bir yanda “endojen depresyon”, diğer yanda “endonezya’dan mı geliyor bu?” diyen dayılar... Ama durun! Bu konuyu öyle sıkıcı bir Wikipedia yazısı gibi değil, tam bir forum sohbeti havasında, bol kahkahalı ve “erkek çözümcü – kadın empatik” bakış açısıyla irdeleyelim dedim.
---
1. Önce Şu Endojen Nedir, Bir Açalım da Rahatlayalım
Endojen kelimesi, kısaca “iç kaynaklı” anlamına geliyor. Tıpta mesela “endojen depresyon” dediğinde, “dış etkenler yüzünden değil, kişinin iç kimyası veya psikolojisi nedeniyle olan depresyon” demek oluyor.
Yani kısacası; “dışarıdan bir şey yapmadılar, adam kendi kendine üzüldü!” durumu.
Ama işte bizim forumda mesele bu kadar basit değil. Çünkü her kavram, kadın ve erkek versiyonu olarak ikiye ayrılmak zorunda!
---
2. Erkeklerin Endojen Yaklaşımı: “Abi Reset Atalım, Geçer”
Bir erkek “endojen depresyon” duysa ne der biliyor musunuz?
“Ha iç kaynaklı mı? Tamam o zaman abi, bir iki spor yap, kafanı dağıt, geçer o.”
Erkek beyninin temel yazılımı “çözüm üret, duyguyu geç” şeklinde çalıştığı için, duygusal bozukluk bile olsa hemen teknik servise bağlanıyor.
Adamın içi yanıyor, serotonin yerlerde sürünüyor ama arkadaş hemen devreye giriyor:
> “Kanka bu endojenmiş, içten geliyormuş… demek ki dışardan müdahale etme şansımız yok, o zaman içini soğut.”
Biri de çıkıp “psikolojik destek al” dese, hemen gelen cevap:
> “Gerek yok abi, YouTube’da motivasyon videosu var.”
Erkekler için endojen süreç, sanki PlayStation’ın iç yazılım hatası gibi: “Format at, yeniden başlat, olur.”
---
3. Kadınların Endojen Yaklaşımı: “Canım, Bu İçinde Bir Çiçeğin Solması Gibi…”
Kadınlar ise endojen kelimesini duyduğunda anında içsel bir analiz moduna geçiyor.
> “Yani içimizde bir şey mi var bizi üzen? Belki çocukluğumuzda yeterince sevilmedik? Ya da geçen hafta markette kasiyer gözlerimizin içine bakmadı mı?”
Kadın beyni, bağlantı ustası. Bir olaydan diğerine duygusal köprüler kuruyor.
Endojen kavramı onlar için “içsel duygu ekosistemi”nin bir parçası.
Bir erkek “ben endojen depresyondayım” dese, kadın hemen bir terapi planı çıkarır:
- “Sana papatya çayı yapayım.”
- “Akşam birlikte Netflix izleyelim, serotonin artsın.”
- “Biraz dans edelim, ruhunu serbest bırak.”
Yani kadın, endojen sorunu dıştan sevgiyle tamir etmeye çalışır.
Erkek “çözüm” üretir, kadın “iyileştirir.”
---
4. Forumda Klasik Diyalog: Endojen vs Egzojen
Bir forumda biri mutlaka yazar:
> “Kardeşim, endojen neydi ya? Egzojenle farkı ne?”
Ve bir erkek kullanıcı anında gelir:
> “Egzojen dış kaynaklı, endojen iç kaynaklı. Tıpkı arabada egzoz dışarıda olur ya, işte o.”
Sonra bir kadın kullanıcı hemen devreye girer:
> “Yani biri kalbimizde, diğeri çevremizde oluyor diyebilir miyiz?”
Sonra üçüncü biri gelir:
> “Benimkisi melez sanırım, hem içten hem dıştan sıkıntılıyım.”
Forum kahkahaya boğulur. Herkes bir yerinden kendini teşhis etmeye başlar.
Birisi yazar:
> “Benim endojen problemim kahve bitince başlıyor.”
> Bir diğeri cevaplar:
> “Kahve egzojen, eksik olursa endojen tetiklenir.”
Ve konu, bir anda tıbbi terminolojiden çıkıp kolektif bir terapi seansına döner.
---
5. Endojen İlişki Sendromu: “İçten İçten Yanıyorum, Ama Dıştan Cool’um”
Gelelim işin ilişki boyutuna.
Bence “endojen ilişki sendromu” diye bir kavram icat edilmeli!
Belirtileri şöyle:
- İçten içe seviyorsun ama belli etmiyorsun.
- Mesaj yazmak istiyorsun ama “önce o yazsın” stratejisine saplanmışsın.
- Kıskanıyorsun ama “ben rahatım ya” diyorsun.
Erkekler bu sendromu “stratejik bekleme” olarak yaşar.
Kadınlar ise “empatik analiz” moduna girer:
> “Neden yazmıyor acaba? Belki yoğundur… ya da duygusal olarak kapandı…”
Oysa adamın kafasında tek cümle dönüyordur:
> “Yazsam mı yazmasam mı? Neyse, Fenerbahçe maçına bakayım önce.”
İşte endojen ilişkiler böyle başlar: Dıştan sessiz, içten kıyamet.
---
6. Bilimsel Tarafına Gülerek Bakalım
Tıp literatürüne göre “endojen” kelimesi genellikle hormonlar, nörotransmitterler ve psikiyatrik süreçlerle ilişkilidir.
Ama bizim forum versiyonunda bu tamamen “iç dertler” başlığı altına giriyor:
> “Kanka içim daralıyor.”
> “Kızım içim şişti.”
> İşte o “iç” kelimesi, aslında halk versiyonu endojenin ta kendisi!
Yani biz yıllardır bilimsel konuşuyormuşuz da farkında değilmişiz.
---
7. Sonuç: Endojenlik Hepimizde Var, Yeter Ki Mizah Üretelim!
Aslında hepimiz bir şekilde endojeniz.
Kimimiz içten içe güler, kimimiz içten içe sinir olur.
Kimimiz içten içe kahveye bağımlıdır, kimimiz içten içe eski sevgiliye.
Ama şunu unutmayalım:
Eğer endojen bir durumdaysak, çözüm de yine içimizdedir.
Erkekler çözüm kodlarını ararken, kadınlar duygusal ağları onarır.
Ve ortaya çıkan şey, muhteşem bir insanlık yazılımı olur.
---
8. Forumdaşlara Soruyorum!
Peki sizce?
- En son hangi durumda “endojen” oldunuz?
- İçten içe yaşayıp da dışa vuramadığınız bir şey var mı?
- Yoksa siz tam tersi, “egzojen kahkahalarla” mı yaşıyorsunuz?
Hadi yorumlara bekliyorum!
Endojenliğinizi mizahla tedavi edelim, hep birlikte içsel serotonin partisi başlatalım.

Selam forum ahalisi!
Bugün sizlerle, kahvemi yudumlarken aklıma düşen o kadim soruyu tartışmaya açıyorum: “Endojen ne tıp?”
Yani, kulağa sanki hem tıp fakültesinden hem de astrolojiden fırlamış bir terim gibi geliyor değil mi? Bir yanda “endojen depresyon”, diğer yanda “endonezya’dan mı geliyor bu?” diyen dayılar... Ama durun! Bu konuyu öyle sıkıcı bir Wikipedia yazısı gibi değil, tam bir forum sohbeti havasında, bol kahkahalı ve “erkek çözümcü – kadın empatik” bakış açısıyla irdeleyelim dedim.
---
1. Önce Şu Endojen Nedir, Bir Açalım da Rahatlayalım
Endojen kelimesi, kısaca “iç kaynaklı” anlamına geliyor. Tıpta mesela “endojen depresyon” dediğinde, “dış etkenler yüzünden değil, kişinin iç kimyası veya psikolojisi nedeniyle olan depresyon” demek oluyor.
Yani kısacası; “dışarıdan bir şey yapmadılar, adam kendi kendine üzüldü!” durumu.
Ama işte bizim forumda mesele bu kadar basit değil. Çünkü her kavram, kadın ve erkek versiyonu olarak ikiye ayrılmak zorunda!
---
2. Erkeklerin Endojen Yaklaşımı: “Abi Reset Atalım, Geçer”
Bir erkek “endojen depresyon” duysa ne der biliyor musunuz?
“Ha iç kaynaklı mı? Tamam o zaman abi, bir iki spor yap, kafanı dağıt, geçer o.”
Erkek beyninin temel yazılımı “çözüm üret, duyguyu geç” şeklinde çalıştığı için, duygusal bozukluk bile olsa hemen teknik servise bağlanıyor.
Adamın içi yanıyor, serotonin yerlerde sürünüyor ama arkadaş hemen devreye giriyor:
> “Kanka bu endojenmiş, içten geliyormuş… demek ki dışardan müdahale etme şansımız yok, o zaman içini soğut.”
Biri de çıkıp “psikolojik destek al” dese, hemen gelen cevap:
> “Gerek yok abi, YouTube’da motivasyon videosu var.”
Erkekler için endojen süreç, sanki PlayStation’ın iç yazılım hatası gibi: “Format at, yeniden başlat, olur.”
---
3. Kadınların Endojen Yaklaşımı: “Canım, Bu İçinde Bir Çiçeğin Solması Gibi…”
Kadınlar ise endojen kelimesini duyduğunda anında içsel bir analiz moduna geçiyor.
> “Yani içimizde bir şey mi var bizi üzen? Belki çocukluğumuzda yeterince sevilmedik? Ya da geçen hafta markette kasiyer gözlerimizin içine bakmadı mı?”
Kadın beyni, bağlantı ustası. Bir olaydan diğerine duygusal köprüler kuruyor.
Endojen kavramı onlar için “içsel duygu ekosistemi”nin bir parçası.
Bir erkek “ben endojen depresyondayım” dese, kadın hemen bir terapi planı çıkarır:
- “Sana papatya çayı yapayım.”
- “Akşam birlikte Netflix izleyelim, serotonin artsın.”
- “Biraz dans edelim, ruhunu serbest bırak.”
Yani kadın, endojen sorunu dıştan sevgiyle tamir etmeye çalışır.
Erkek “çözüm” üretir, kadın “iyileştirir.”
---
4. Forumda Klasik Diyalog: Endojen vs Egzojen
Bir forumda biri mutlaka yazar:
> “Kardeşim, endojen neydi ya? Egzojenle farkı ne?”
Ve bir erkek kullanıcı anında gelir:
> “Egzojen dış kaynaklı, endojen iç kaynaklı. Tıpkı arabada egzoz dışarıda olur ya, işte o.”
Sonra bir kadın kullanıcı hemen devreye girer:
> “Yani biri kalbimizde, diğeri çevremizde oluyor diyebilir miyiz?”
Sonra üçüncü biri gelir:
> “Benimkisi melez sanırım, hem içten hem dıştan sıkıntılıyım.”
Forum kahkahaya boğulur. Herkes bir yerinden kendini teşhis etmeye başlar.
Birisi yazar:
> “Benim endojen problemim kahve bitince başlıyor.”
> Bir diğeri cevaplar:
> “Kahve egzojen, eksik olursa endojen tetiklenir.”
Ve konu, bir anda tıbbi terminolojiden çıkıp kolektif bir terapi seansına döner.
---
5. Endojen İlişki Sendromu: “İçten İçten Yanıyorum, Ama Dıştan Cool’um”
Gelelim işin ilişki boyutuna.
Bence “endojen ilişki sendromu” diye bir kavram icat edilmeli!
Belirtileri şöyle:
- İçten içe seviyorsun ama belli etmiyorsun.
- Mesaj yazmak istiyorsun ama “önce o yazsın” stratejisine saplanmışsın.
- Kıskanıyorsun ama “ben rahatım ya” diyorsun.
Erkekler bu sendromu “stratejik bekleme” olarak yaşar.
Kadınlar ise “empatik analiz” moduna girer:
> “Neden yazmıyor acaba? Belki yoğundur… ya da duygusal olarak kapandı…”
Oysa adamın kafasında tek cümle dönüyordur:
> “Yazsam mı yazmasam mı? Neyse, Fenerbahçe maçına bakayım önce.”
İşte endojen ilişkiler böyle başlar: Dıştan sessiz, içten kıyamet.
---
6. Bilimsel Tarafına Gülerek Bakalım
Tıp literatürüne göre “endojen” kelimesi genellikle hormonlar, nörotransmitterler ve psikiyatrik süreçlerle ilişkilidir.
Ama bizim forum versiyonunda bu tamamen “iç dertler” başlığı altına giriyor:
> “Kanka içim daralıyor.”
> “Kızım içim şişti.”
> İşte o “iç” kelimesi, aslında halk versiyonu endojenin ta kendisi!
Yani biz yıllardır bilimsel konuşuyormuşuz da farkında değilmişiz.
---
7. Sonuç: Endojenlik Hepimizde Var, Yeter Ki Mizah Üretelim!
Aslında hepimiz bir şekilde endojeniz.
Kimimiz içten içe güler, kimimiz içten içe sinir olur.
Kimimiz içten içe kahveye bağımlıdır, kimimiz içten içe eski sevgiliye.
Ama şunu unutmayalım:
Eğer endojen bir durumdaysak, çözüm de yine içimizdedir.
Erkekler çözüm kodlarını ararken, kadınlar duygusal ağları onarır.
Ve ortaya çıkan şey, muhteşem bir insanlık yazılımı olur.
---
8. Forumdaşlara Soruyorum!
Peki sizce?
- En son hangi durumda “endojen” oldunuz?
- İçten içe yaşayıp da dışa vuramadığınız bir şey var mı?
- Yoksa siz tam tersi, “egzojen kahkahalarla” mı yaşıyorsunuz?
Hadi yorumlara bekliyorum!
Endojenliğinizi mizahla tedavi edelim, hep birlikte içsel serotonin partisi başlatalım.

