Kibarlık Budalası neden yazıldı ?

Normender

Global Mod
Global Mod
Kibarlık Budalası: Ne Amaçla Yazıldı? Bir Karşılaştırmalı Analiz

Herkese merhaba! Bugün, belki de pek çoğumuzun okuduğu ama anlamını derinlemesine incelememiş olduğu Molière’in klasik eseri Kibarlık Budalası üzerinde bir sohbet açmak istiyorum. Yazarın bu eserle anlatmak istediği toplumsal eleştiriyi ve derin mesajları birlikte tartışalım. Hangi açıdan bakarsak bakalım, Molière’in bu komedisi, toplumsal sınıflar arasındaki çelişkileri ve insan doğasının zayıflıklarını gözler önüne seriyor. Fakat, bu yazının amacı yalnızca eserin ne anlatmak istediğini değil, erkek ve kadın perspektifinden bakıldığında nasıl farklı şekilde algılandığını da keşfetmek. Ne dersiniz, gelin hep birlikte bu perspektifleri ve toplumsal cinsiyet bakış açılarını tartışalım.

Eserin Temel Amacı: Toplumun Çelişkileri ve Kibir Üzerine Bir Eleştiri

Molière bu eseri yazarken aslında çok basit bir hedef gütmemiştir. Kibarlık Budalası, 17. yüzyıl Fransa’sında aristokrat sınıfının kaba, gösterişçi ve yüzeysel kibirini mizahi bir dille eleştiriyor. Aristo’nun "toplumun ahlaki temeli" üzerine olan görüşlerinden, Hegel’in "bireysel özgürlüğün toplumla dengelenmesi" düşüncelerine kadar çok sayıda felsefi görüşle örtüşen bir tema bulunur bu eserde. Temelde kibirli, yalnızca dış görünüşe dayalı yaşamı savunan aristokrat sınıfının, bu kibirlerinin ve boş heveslerinin ne kadar komik bir biçimde çöküşe uğrayabileceğini gözler önüne serer. Bununla birlikte, Molière, her bireyin başına gelebilecek evrensel bir çöküşün de mesajını verir.

Ancak, bu eserin yazılma amacını daha derinlemesine sorguladığınızda, sadece Fransız aristokrasisinin değil, genel olarak toplumların kendilerini "öteki"ne bakarak nasıl inşa ettikleri de anlatılmak isteniyor. Ve bu inşa şekli, genellikle içsel değerlerden çok, yüzeysel, maddi şeylere dayanır.

Erkekler ve Kadınlar: Farklı Perspektiflerle Kibarlık Budalası

Molière’in eserinin ne şekilde algılandığı, okuyucunun cinsiyetine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bunun birkaç nedeni var. İlk olarak, kadınlar ve erkekler toplumda farklı rollerle şekillenirler. Kadınlar daha çok toplumsal normlar ve ilişki kurma biçimlerinin ağır etkisi altındayken, erkekler genellikle toplumdaki iktidar ilişkilerinin ve bireysel başarı arayışının yönlendirdiği bireyler olarak yetişirler. Bu nedenle, eserin farklı cinsiyetlerden gelen okuyucular tarafından algılanış biçimi de farklı olacaktır.

Erkek Perspektifi: Objektif Bir Bakış Açısı

Erkeklerin Kibarlık Budalası’nı okurken, genellikle eser içerisindeki sosyal eleştirileri daha çok objektif bir düzlemde değerlendirdiği görülür. Erkek okurlar, özellikle başkarakter Dorante'ın saf bir şekilde yalnızca sosyal statü arayışında olması ve çevresindekilerin bu "kibarlık" adına söyledikleri saçma şeyleri içselleştirmesi üzerinden bir eleştiri yapabilirler. Bu bakış açısında, temelde bir ekonomik sınıf meselesi ve statü arayışının bireyi nasıl bozguna uğrattığına dair daha analitik bir yaklaşım vardır.

Erkek okurların bakış açısında, eserin toplumsal yapılarla ilgili mesajı, daha çok bireysel özgürlüğün ve hırsın nasıl yanlış yönlendirilebileceği üzerine odaklanır. Erkeklerin genel olarak ekonomik ve profesyonel başarılara daha fazla odaklandıkları ve bunların toplumsal normlar tarafından onaylanması gerektiği düşüncesi, Kibarlık Budalası’nın merkezinde yer alan toplumsal heveslerle paralellik gösterir.

Kadın Perspektifi: Duygusal ve Toplumsal Etkiler Üzerine Bir Değerlendirme

Kadınların bu esere dair bakış açısı ise genellikle daha duygusal ve toplumsal bağlamda şekillenir. Kadınlar, Dorante’ın kibirli ve sırf evlenmek amacıyla sosyal statüsünü yükseltmeye çalışan bir karakter olarak sunulmasını, sadece bireysel bir eleştirinin ötesinde, toplumsal cinsiyet normlarının ve kadınların sürekli olarak "görünür olma" baskısının bir eleştirisi olarak da görebilirler. Kadınların toplumda genellikle dış görünüş ve sosyal statü gibi faktörler üzerinden değerlendirilmesi, bu eserin özellikle kadınlar tarafından derinden hissedilen bir tema olmasını sağlar.

Kadın okurlar, eser içindeki kadın karakterlerin toplumsal rollerine ve bu rollerin dışarıdan gelen baskılarla nasıl şekillendiğine dair bir empati kurabilirler. Özellikle Lucille gibi karakterlerin Dorante’ın kibirli tavırlarına karşı gösterdiği direniş, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve bireysel seçim özgürlüğü üzerine güçlü bir yorum oluşturur. Burada kadınlar daha çok, kibirli erkek figürlerin toplumsal baskılarına karşı daha içsel bir mücadele verirken, erkekler daha çok dışsal güçlere karşı bir "hayatta kalma" mücadelesi verir.

Sonuç ve Tartışma

Molière'in Kibarlık Budalası’nın yazılma amacı, sadece dönemin aristokrasisini eleştiren bir eser olmanın ötesindedir. Toplumsal sınıf ve bireysel hırsla şekillenen bu komedide, hem erkek hem de kadın bakış açıları farklı açılardan eseri algılar. Erkekler genellikle eserin içindeki "statü" ve "başarı" gibi unsurları daha analitik bir bakış açısıyla değerlendirirken, kadınlar eserin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve duygusal bağlamına daha fazla odaklanır.

Sizce, Kibarlık Budalası’nın yazılma amacında sadece toplumsal sınıflar arasındaki farkların eleştirisi mi vardı, yoksa Molière, kadın ve erkeklerin toplumsal rollerini de gözler önüne sermek istemiş olabilir mi? Eserin farklı cinsiyetler tarafından nasıl algılandığını düşündüğünüzde, bu farklı bakış açıları arasındaki çatışmanın eserin derinliğini nasıl etkilediğini tartışalım.
 
Üst