Rumeli Hisarı Efsanesi

Bakec

New member
İstanbul’un Sarıyer ilçesinde bulunan Rumeli Hisarı, İstanbul’un fethinde önemli bir role sahiptir. Rumeli Hisarı’nın diğer adı Boğazkesen Hisarı’dır. Boğazın en dar ve akıntılı kısmında inşa edilmiştir. Rumeli hisarı hakkında şöyle bir efsane bilinir:

Vaktiyle büyük dedesi Yıldırım Beyazıt bunu gerçekleştirmek istediyse de Timur’a yenilerek başaramamıştı. O dönemde Anadolu Hisarı yapılıydı ve Fatih Sultan Mehmet de boğazın karşı tarafına benzer bir yapı inşa etmek istiyordu. Fakat o dönemde çıkar çatışması da yaşanmadığı gibi Bizans ile ilişkiler kağıt üzerinde iyi gidiyordu; boğazın karşı tarafı da Osmanlı toprağı değildi.

2. Mehmet, kafasında Rumeli yakasında böyle bir şeyi dostça dileklerini sunarak elde etmeyi düşünür. II. Mehmet, gizli bir şekilde aslında Müslüman olan bir rahipten aldığı mektuptan esinlenir. Rahip, Boğazın Rumeli yakasındaki bir kilisenin papazıdır. Kendisi Osmanlı padişahına yazdığı mektupta der ki: “Sen İstanbul’un fethini yapacak ulu emirsin. Burada bir kale ve Akdeniz Boğazı’nda iki kale yapılıp, İstanbul’a iki taraftan zahireye benzer şeylerin girmesine müsaade edilmediği takdirde, şehirde kıtlık ve pahalılık olması kaçınılmazdır. Azamet ile Edirne’den deniz gibi askerle İstanbul’u şereflendiriniz.“



Bu mektup 2. Mehmet’in hoşuna gider ve İmparator Kontantinos’un da izni ile Karadeniz’deki Terkos kalesi yöresine ava gider, sonrasında da dostluklarının nişanesi olarak İmparator Kontantinos’a avladıklarından gönderir. Padişah, hediye av hayvanları ile beraber bir arzusunu da dile getirir. Boğaz’ın Rumeli tarafında, hisarın günümüzde bulunduğu yerde bir av köşkü inşa etmek. İmparator Konstantinos (Konstantin) bu işten şüphe eder, lakin doğrudan doğruya “hayır” yanıtı verip onun düşmanlığını da kazanmak istemez. Konstantinos, padişahı bu işten vazgeçirmek için dolambaçlı bir yola başvurur ve elçileri ile şu şekilde bir haber gönderir;

“Eğer padişah bir sığır derisinin kapladığı alanı geçmeyecek biçimde bir çiftlik yapar ise kabulümdür. Öyle değil de bir sığır derisinden fazla olursa iznim yoktur. Zaten bu koşulda barışa da aykırı olur bu iş.”

II. Mehmet, imparatorun teklifini hemen kabul eder. Kendisine mektup yazan papazın da önerisi ile imparatorun göndermiş olduğu sığır derisini ince şeritler halinde dilim dilim güzelce kestirir, sonrasında da şeritleri uç uca ekleyerek geniş bir alanı çevirir. Sınırları belirlenen bu alan içine de Rumelihisarı’nı yaptırır. Plan o şekilde uygulanır ki, Anadoluhisarı tarafından karşı sahile bakıldığında, kufi yazıyla “Mehmed” adı okunur hisarın planında. Hisar inşa edildiğini haber alan Konstantinos, “Barışa aykırı kale yaptınız“ diyerek hemen elçisini yollar. Osmanlı padişahı, dilim dilim kesilmiş sığır derisini krala gönderir elçinin yanma kattığı kendi adamlarıyla.

“İşte izninizle bir sığır derisi büyüklüğünde bir bina yaptık. Fazla yaptıysak yıkalım” der. Bizans imparatorunun bütün çabalarına karşılık, II. Mehmet Çanakkale Boğazı’nın iki yakasında da kale yaptırır. Ve böylelikle Bizans’ın tüm lojistik destek kanallarım kapatmış olur. Dolayısıyla İstanbul’un fethi giderek yaklaşır.
 
Üst