Umut
New member
Trendyol Çakma Ürün Satıyor mu? Kadınların Sherlockluğu, Erkeklerin Komando Taktikleri ve Alışverişte Hayatta Kalma Rehberi!
Selam forum ahalisi!
Bugün sizlerle bir konuyu masaya yatırıyoruz: Trendyol acaba çakma ürün mü satıyor, yoksa biz mi fazla CSI dizisi izledik? Herkesin başına gelmiştir; kutuyu açarsın, bir bakarsın, “Bu ayakkabı o fotoğraftakiyle aynı galakside bile değil!” diye içinden geçirirsin. İşte o anda, erkek forumdaş “Abi iade et geç,” derken, kadın forumdaş “Ama satıcıyı kırmak istemem, belki yanlışlıkla olmuştur,” diyerek olaya duygusal bir diplomasi boyutu katar.
Erkeklerin Operasyonel Yaklaşımı: “Durum Tespit Ettim, Hemen Müdahale!”
Erkekler için alışveriş genelde bir savaş planıdır. Amaç: Hedefi bul, minimum enerjiyle maks verim al.
O yüzden Trendyol’da bir ürün “çakma mı değil mi” diye tartışırken erkek tayfa olaya şöyle girer:
“Hocam markanın logosu yamuksa, font 2 piksel büyükse bellidir. Direkt raporla, anında iade et.”
Bir forumda bir arkadaş yazmıştı:
> “Abi ben Nike aldım, kutudan Mike çıktı. Ama kargocuya dedim, ‘Bunu aldığım gibi geri götür, gözümün önünde yak’.”
> Erkekler bu konuda FBI gibi çalışıyor: ışık açısı, dikiş kalınlığı, QR kodun fontu… Hepsi analizde. Bir tanesi hatta şöyle demişti:
> “Ben artık sadece satıcının profil fotoğrafına bakarak ürünün orijinal olup olmadığını anlıyorum.”
> Ve maalesef, haklılar. Satıcı profilinde arka planda pelüş ayıcık varsa, oradan bir ‘Louis Vutton’ çantası almak biraz fazla inanç gerektiriyor.
Kadınların Empatik Dedektifliği: “Satıcı da insan, belki o da kandırılmıştır…”
Kadın forumdaşlar bu konularda FBI değil, “Aşk 101’deki rehber öğretmen” gibiler.
Bir çakma ürün gelse bile hemen “ya belki stok karışmıştır” diyerek insancıl yaklaşırlar.
Bir forumda okumuştum, bir hanımefendi şöyle yazmıştı:
> “Çanta geldi, logosu yanlış yazılmış ama rengi çok tatlıydı, o yüzden iade etmedim. Hem taşıyınca orijinallik ruhu benimle olur dedim.”
> Yani anlayacağınız, kadınlar alışverişte sadece ürün almıyor, duygusal bağ da kuruyor.
> Bir çakma parfüm geldiğinde bile “belki kargo sıcakta kaldı, o yüzden kokusu limon kolonyasına döndü” diye kendini ikna ediyor.
Ama kadınların da üstün stratejileri var: yorum okumak!
Yorumlarda 4 yıldız verip “Harika ürün ama fermuar bozuk” diyenleri FBI sorgusuna alır gibi analiz ediyorlar.
Bir tanesi demişti:
> “Kızlar dikkat! Bu satıcı aynı ürünü üç farklı mağazadan satıyor. Logoya dikkat edin, ‘Adids’ yazıyor.”
> İşte bu, forumun kahramanlık hikayesidir.
Trendyol’un Gerçekleri: “Platform suçlu mu, yoksa sistem kurbanı mı?”
Şimdi tarafsız bakalım; Trendyol’un kendisi “çakma ürün” satmıyor ama platformdaki bazı satıcılar “çeşitli yaratıcılıklar” sergiliyor.
Yani sistem şöyle işliyor: Trendyol bir pazar yeri, tıpkı bir AVM gibi. AVM “ben sahte ürün satıyorum” demez ama içindeki dükkânlardan biri gizlice “Nike” yerine “Nice” basabilir.
Bir arkadaş yazmıştı:
> “Abi Trendyol’dan mont aldım, etiketinde ‘Made in Trenyol’ yazıyordu. O an aydınlandım.”
> İşte o aydınlanma anı, alışverişin Nirvana’sıdır.
Ama dürüst olalım, çakma ürünlerin %80’i “çok da fena değilmiş ya” dedirten türden.
Erkek forumdaş hemen şöyle der:
> “Abi orijinaline 4000 lira verene kadar bunu alırım, zaten kim anlayacak?”
> Kadın forumdaş ise şöyle der:
> “Ben orijinaline de bakarım, bu da dursun belki piknikte giyerim.”
> Bu fark, Mars ve Venüs’ün alışveriş versiyonu.
Stratejik Yaklaşım: “Çakma mı değil mi, anlamanın 5 Komando Taktiği”
1. Yorumları oku ama duygusala bağlanma. “Rengi çok güzel ama dikişi yamuk” yazanlar genelde acemi ajanlardır.
2. Fotoğraflara dikkat et. Satıcı fotoğrafı stoksa, o ürün muhtemelen “hayal gücüyle güçlendirilmiştir.”
3. Fiyat farkına inanma. 6000 TL’lik çantayı 349 TL’ye satıyorlarsa, o mucize değil, muzipliktir.
4. Satıcı ismine bak. “Luxuriibutik123” güven vermez.
5. Kullanıcı yorumlarında “beklediğimden iyi çıktı” varsa, bu genelde “beklentim sıfırdı, çakma ama üzülmedim” anlamına gelir.
Forumdaşların İtiraf Köşesi: “Ben de Çakma Kurbanıyım…”
Bir forumdaş şöyle yazmıştı:
> “Abi parfüm aldım, kutusundan limonata kokusu çıktı. Eşim beğendi, şimdi sürekli o parfümü istiyor.”
> Bir diğeri de eklemiş:
> “AirPods sipariş ettim, kutudan diş ipi çıktı. Ama bluetooth çekimi mükemmel.”
> İşte bu paylaşımlar yüzünden bu forum yaşanıyor. Çünkü burada her çakma ürün, bir anı, bir kahkaha demek.
Sonuç: Trendyol Suçlu Değil, Biz Fazla Umutluyuz!
Gerçek şu: Trendyol dev bir pazar, içindeki satıcılar ise birer mini ülke. Her biri kendi ticari anayasasına göre hareket ediyor.
Kimisi “orijinal”, kimisi “orijinale yakın”, kimisi “orijinali hayal etmiş ama yetişememiş.”
Sonuçta alışveriş de bir deneyim, bir risk, bir heyecan.
Kadın forumdaşlar empatiyle, erkek forumdaşlar algoritmayla yaklaşıyor ama ikisinin ortak noktası aynı: “İade süresi dolmadan fark et!”
Peki sizin başınıza geldi mi forumdaşlar?
Çakma ürünle yaşadığınız en unutulmaz an nedir?
Yoksa hâlâ “orijinal gibi duruyor, boş ver” mi diyorsunuz?
Yorumlarınızı bekliyorum, belki birlikte “Trendyol Çakma Ürün Dedektifliği 101” adında bir kurs açarız.


Selam forum ahalisi!

Bugün sizlerle bir konuyu masaya yatırıyoruz: Trendyol acaba çakma ürün mü satıyor, yoksa biz mi fazla CSI dizisi izledik? Herkesin başına gelmiştir; kutuyu açarsın, bir bakarsın, “Bu ayakkabı o fotoğraftakiyle aynı galakside bile değil!” diye içinden geçirirsin. İşte o anda, erkek forumdaş “Abi iade et geç,” derken, kadın forumdaş “Ama satıcıyı kırmak istemem, belki yanlışlıkla olmuştur,” diyerek olaya duygusal bir diplomasi boyutu katar.

Erkeklerin Operasyonel Yaklaşımı: “Durum Tespit Ettim, Hemen Müdahale!”
Erkekler için alışveriş genelde bir savaş planıdır. Amaç: Hedefi bul, minimum enerjiyle maks verim al.
O yüzden Trendyol’da bir ürün “çakma mı değil mi” diye tartışırken erkek tayfa olaya şöyle girer:
“Hocam markanın logosu yamuksa, font 2 piksel büyükse bellidir. Direkt raporla, anında iade et.”
Bir forumda bir arkadaş yazmıştı:
> “Abi ben Nike aldım, kutudan Mike çıktı. Ama kargocuya dedim, ‘Bunu aldığım gibi geri götür, gözümün önünde yak’.”
> Erkekler bu konuda FBI gibi çalışıyor: ışık açısı, dikiş kalınlığı, QR kodun fontu… Hepsi analizde. Bir tanesi hatta şöyle demişti:
> “Ben artık sadece satıcının profil fotoğrafına bakarak ürünün orijinal olup olmadığını anlıyorum.”
> Ve maalesef, haklılar. Satıcı profilinde arka planda pelüş ayıcık varsa, oradan bir ‘Louis Vutton’ çantası almak biraz fazla inanç gerektiriyor.
Kadınların Empatik Dedektifliği: “Satıcı da insan, belki o da kandırılmıştır…”
Kadın forumdaşlar bu konularda FBI değil, “Aşk 101’deki rehber öğretmen” gibiler.
Bir çakma ürün gelse bile hemen “ya belki stok karışmıştır” diyerek insancıl yaklaşırlar.
Bir forumda okumuştum, bir hanımefendi şöyle yazmıştı:
> “Çanta geldi, logosu yanlış yazılmış ama rengi çok tatlıydı, o yüzden iade etmedim. Hem taşıyınca orijinallik ruhu benimle olur dedim.”
> Yani anlayacağınız, kadınlar alışverişte sadece ürün almıyor, duygusal bağ da kuruyor.
> Bir çakma parfüm geldiğinde bile “belki kargo sıcakta kaldı, o yüzden kokusu limon kolonyasına döndü” diye kendini ikna ediyor.
Ama kadınların da üstün stratejileri var: yorum okumak!
Yorumlarda 4 yıldız verip “Harika ürün ama fermuar bozuk” diyenleri FBI sorgusuna alır gibi analiz ediyorlar.
Bir tanesi demişti:
> “Kızlar dikkat! Bu satıcı aynı ürünü üç farklı mağazadan satıyor. Logoya dikkat edin, ‘Adids’ yazıyor.”
> İşte bu, forumun kahramanlık hikayesidir.
Trendyol’un Gerçekleri: “Platform suçlu mu, yoksa sistem kurbanı mı?”
Şimdi tarafsız bakalım; Trendyol’un kendisi “çakma ürün” satmıyor ama platformdaki bazı satıcılar “çeşitli yaratıcılıklar” sergiliyor.
Yani sistem şöyle işliyor: Trendyol bir pazar yeri, tıpkı bir AVM gibi. AVM “ben sahte ürün satıyorum” demez ama içindeki dükkânlardan biri gizlice “Nike” yerine “Nice” basabilir.
Bir arkadaş yazmıştı:
> “Abi Trendyol’dan mont aldım, etiketinde ‘Made in Trenyol’ yazıyordu. O an aydınlandım.”
> İşte o aydınlanma anı, alışverişin Nirvana’sıdır.
Ama dürüst olalım, çakma ürünlerin %80’i “çok da fena değilmiş ya” dedirten türden.
Erkek forumdaş hemen şöyle der:
> “Abi orijinaline 4000 lira verene kadar bunu alırım, zaten kim anlayacak?”
> Kadın forumdaş ise şöyle der:
> “Ben orijinaline de bakarım, bu da dursun belki piknikte giyerim.”
> Bu fark, Mars ve Venüs’ün alışveriş versiyonu.
Stratejik Yaklaşım: “Çakma mı değil mi, anlamanın 5 Komando Taktiği”
1. Yorumları oku ama duygusala bağlanma. “Rengi çok güzel ama dikişi yamuk” yazanlar genelde acemi ajanlardır.
2. Fotoğraflara dikkat et. Satıcı fotoğrafı stoksa, o ürün muhtemelen “hayal gücüyle güçlendirilmiştir.”
3. Fiyat farkına inanma. 6000 TL’lik çantayı 349 TL’ye satıyorlarsa, o mucize değil, muzipliktir.
4. Satıcı ismine bak. “Luxuriibutik123” güven vermez.
5. Kullanıcı yorumlarında “beklediğimden iyi çıktı” varsa, bu genelde “beklentim sıfırdı, çakma ama üzülmedim” anlamına gelir.
Forumdaşların İtiraf Köşesi: “Ben de Çakma Kurbanıyım…”
Bir forumdaş şöyle yazmıştı:
> “Abi parfüm aldım, kutusundan limonata kokusu çıktı. Eşim beğendi, şimdi sürekli o parfümü istiyor.”
> Bir diğeri de eklemiş:
> “AirPods sipariş ettim, kutudan diş ipi çıktı. Ama bluetooth çekimi mükemmel.”
> İşte bu paylaşımlar yüzünden bu forum yaşanıyor. Çünkü burada her çakma ürün, bir anı, bir kahkaha demek.
Sonuç: Trendyol Suçlu Değil, Biz Fazla Umutluyuz!
Gerçek şu: Trendyol dev bir pazar, içindeki satıcılar ise birer mini ülke. Her biri kendi ticari anayasasına göre hareket ediyor.
Kimisi “orijinal”, kimisi “orijinale yakın”, kimisi “orijinali hayal etmiş ama yetişememiş.”
Sonuçta alışveriş de bir deneyim, bir risk, bir heyecan.
Kadın forumdaşlar empatiyle, erkek forumdaşlar algoritmayla yaklaşıyor ama ikisinin ortak noktası aynı: “İade süresi dolmadan fark et!”

Peki sizin başınıza geldi mi forumdaşlar?
Çakma ürünle yaşadığınız en unutulmaz an nedir?
Yoksa hâlâ “orijinal gibi duruyor, boş ver” mi diyorsunuz?
Yorumlarınızı bekliyorum, belki birlikte “Trendyol Çakma Ürün Dedektifliği 101” adında bir kurs açarız.


