Yazıma devam etmeden önce spoiler istemeyen okurlarımızın sessizce gidip, kitapları okumadılar ise okumasını, “uzun sürer ne uğraşacağım ya” diyenlerin ise en azından filmleri izlemesini rica ediyorum. “You are a wizard Harry” Hagrid’in bu sözleri benim olduğu gibi çoğu Harry Potter hayranının da aklındadır. J.K Rowling’in kaleminden çıkan bu fantastik serüven önce zihinlerimizde kendine yer edindi. Konusu ve bizi içine çeken olay akışı ile bir okurun isteyebileceği her şeye sahipti. Hal böyle olunca bu muhteşem serinin beyaz perdeye aktarılmaması söz konusu dahi olamazdı. Ancak Orlando Universal Stüdyoları bunu da yeterli bulmamış olacak ki Sihir Dünyasını bizim dünyamıza getirme kararı almış.
Hangimiz Harry Potter evreninde yaşamak istemedik ki? En azından bir günlüğüne bile olsa Diagon Alley de yürümeyi, bir muggle gibi değil bir sihirbaz gibi hissetmeyi, kendimize ait bir asamızın olmasını veya basit, çok masum bir dilek olarak 9¾ peronundan kalkan Hogwarts Ekspresine binmeyi… Yıllardır hayalini kurduğumuz o büyülü dünya artık var. Ülkenin dört bir yanından ziyaretçisi bulunan Büyücülük Dünyasına ilgi her geçen gün daha da artıyor. Filmdeki hemen hemen her bir detay her bir ayrıntı taviz verilmeden aynı şekilde ziyaretçilere sunulmuş. Okul kıyafetlerinizi Madam Malkin’in Her Duruma Göre Cüppelerine uğrayarak temin edebilirsiniz. Galleonunuz mu bitti? Endişelenmeyin Gringotts Büyücülük Bankasında size ait bir hesabınız olabilir, e gelmişken Gambol ve James’in Büyücü Şakaları dükkanını ziyaret etmeden geçmeyin derim… Ollivander’a uğrayarak asamızı da aldıktan sonra Hogwarts’a gitmek için hazırız. Hogwarts Ekspresini kaçırayım demeyin yoksa Ron ve Harry gibi sıkıntıya düşebilirsiniz bu arada lafı geçmişken söyleyeyim Arthur Weasley’nin arabasını da Hogwarts yakınlarında bulabilirsiniz. Hogsmeade Tren İstasyonunda indikten sonra ilkokuldan beri hayalini kurduğunuz mektubunu gözlediğimiz okula doğru yola koyuluyoruz.
Hogwarts Kalesi bütün ihtişamıyla karşımıza çıkıyor. İçerisinde konuşan tablolar, hareket eden merdivenler, aklınıza gelebilecek her şeyiyle kendinizi Hogswart’ta hissettirmek için yapılmış. İçerisinde gezerken mutluluk ve duygusallığın bir arada yaşanacağını tahmin ediyorum, Dumbledore ve Snape gibi iki büyük büyücünün gözlerini yumduğu yer aynı zamanda Hogwarts. Artık yoruldunuz ve biraz dinlenmek mi istiyorsunuz? O zaman Hogsmaede’e geri dönüp Üç Süpürgede soğuk bir “Butterbeer” yani tereyağlı bira içmek sizi kendinize getirecektir. Harry Potter ve Melez Prens filminde de karşılaştığımız “Butterbeer” Harry, Ron ve Hermonie’nin de favorisiydi.
Diagon Alley gibi Hogsmeade de girilmesi görünmesi gereken birçok yer var şüphesiz bunlardan en tatlısı Honeydukes isimli şekerlemeci dükkanı. Özellikle çocukken izlediğimiz günlerde gözümüze çarpan patlayan şekerler, çikolata kurbağalar ve tabi ki every flavor beans. Bunları ve Sihir Dünyasındaki enva i çeşit şekerlemeyi Honeydukes’ta bulabilirsiniz.
Hangimiz Harry Potter evreninde yaşamak istemedik ki? En azından bir günlüğüne bile olsa Diagon Alley de yürümeyi, bir muggle gibi değil bir sihirbaz gibi hissetmeyi, kendimize ait bir asamızın olmasını veya basit, çok masum bir dilek olarak 9¾ peronundan kalkan Hogwarts Ekspresine binmeyi… Yıllardır hayalini kurduğumuz o büyülü dünya artık var. Ülkenin dört bir yanından ziyaretçisi bulunan Büyücülük Dünyasına ilgi her geçen gün daha da artıyor. Filmdeki hemen hemen her bir detay her bir ayrıntı taviz verilmeden aynı şekilde ziyaretçilere sunulmuş. Okul kıyafetlerinizi Madam Malkin’in Her Duruma Göre Cüppelerine uğrayarak temin edebilirsiniz. Galleonunuz mu bitti? Endişelenmeyin Gringotts Büyücülük Bankasında size ait bir hesabınız olabilir, e gelmişken Gambol ve James’in Büyücü Şakaları dükkanını ziyaret etmeden geçmeyin derim… Ollivander’a uğrayarak asamızı da aldıktan sonra Hogwarts’a gitmek için hazırız. Hogwarts Ekspresini kaçırayım demeyin yoksa Ron ve Harry gibi sıkıntıya düşebilirsiniz bu arada lafı geçmişken söyleyeyim Arthur Weasley’nin arabasını da Hogwarts yakınlarında bulabilirsiniz. Hogsmeade Tren İstasyonunda indikten sonra ilkokuldan beri hayalini kurduğunuz mektubunu gözlediğimiz okula doğru yola koyuluyoruz.
Hogwarts Kalesi bütün ihtişamıyla karşımıza çıkıyor. İçerisinde konuşan tablolar, hareket eden merdivenler, aklınıza gelebilecek her şeyiyle kendinizi Hogswart’ta hissettirmek için yapılmış. İçerisinde gezerken mutluluk ve duygusallığın bir arada yaşanacağını tahmin ediyorum, Dumbledore ve Snape gibi iki büyük büyücünün gözlerini yumduğu yer aynı zamanda Hogwarts. Artık yoruldunuz ve biraz dinlenmek mi istiyorsunuz? O zaman Hogsmaede’e geri dönüp Üç Süpürgede soğuk bir “Butterbeer” yani tereyağlı bira içmek sizi kendinize getirecektir. Harry Potter ve Melez Prens filminde de karşılaştığımız “Butterbeer” Harry, Ron ve Hermonie’nin de favorisiydi.
Diagon Alley gibi Hogsmeade de girilmesi görünmesi gereken birçok yer var şüphesiz bunlardan en tatlısı Honeydukes isimli şekerlemeci dükkanı. Özellikle çocukken izlediğimiz günlerde gözümüze çarpan patlayan şekerler, çikolata kurbağalar ve tabi ki every flavor beans. Bunları ve Sihir Dünyasındaki enva i çeşit şekerlemeyi Honeydukes’ta bulabilirsiniz.